Pazartesi sendromu ile
ilgili bir sıkıntım yok, olmayacakta hiçbir zaman. Zaten böyle bir sorunum olmadığı için
yazıyorum. Ama muhtemelen çevrenizde örnekleri çok olduğu için sizde konu
hakkında bir fikir sahibisiniz.
Yapılan
araştırmalar asıl sendromun çalışanlar üzerinde görüldüğü en etkili günün salı
veya çarşamba olduğunu savunsalar bile, pazartesi sendromu performansa yaptığı
etkiyle gücünü korumaya devam ediyor.
Bu konuda oluşan
en büyük efsane ise; araba satın almaya gidildiğinde aracın pazartesi günümü
yoksa cuma günümü üretildiği sorusudur. Ve genel kanı pazartesi üretilen
arabaların daha çok hata çıkardığı yolundadır.
Pazartesiyi bu
kadar felaket olarak nitelemenin esas nedeni nedir diye düşündüğümüz de;
karşımıza çıkan 2 şık var. Birincisi, hafta başı olması, diğeri ise 2 günlük
tatilin bitişine müteakip gelen ilk gün oluşudur. Normal de insanlar pazartesi
günü daha çok işi biriktiğine ve daha çok çalıştığına inanır. Fakat bazı
sektörler (bankacılık,kamu kuruluşları gibi) dışında pazartesi günleri o kadar
yoğun olmayabilir. Aksine o sektörler de bile pazartesi sendromu baş göstermektedir.
Biyolojik olarak
rutin çalışmaya elverişli olmayan bir canlı oluşumuz, pazartesi sendromuna
doğuştan gebedir aslında. Hani bir laf vardır ya “başlamak, yolun yarısıdır”
diye. İşte o lafta olduğu gibi başlamaktır Pazartesi. Haftanın ilk gününe
başladığınızda aslında haftayı yarılamış oluyorsunuz.
Pazartesi
sendromunun en elverişsiz ortamı, ofis de bu tip bir takıntıya sahip olmayan
personele karşı gönderilen negatif enerjidir. Neticede herkes etkilenmeyebilir.
Ama etkilenen insanların, pazartesi günü henüz mesaiye başlamadan o gün pozitif
gelen, "sendrom, mendrom dinlemem çalışırım" diyen arkadaşlarına “bugün biter mi ya”, “bitse de
gitsek” gibi cümleleri söylediğinde etkilemiş olur.
Pazartesi sendromu
sadece çalışanları etkilemez tabi ki. İşverenleri de büyük ölçüde etkiler.
Onlar dolaylı olarak etkilense de çalışandan daha çok zarar görürler. Üretim
firmaları pazartesi günü çıkan ürünlerin kalitesinde düşüklük, defolu ürünler
ve yahut eksik paketleme gibi maliyete etki eden durumlarla karşılaşırlar. Ayrıca
en çok iş kazalarının pazartesi günü olduğuna dair araştırmalar da
mevcut.
Bu sendromu birey
olarak atlatabilmek adına öncelikle pozitif bir dünya görüşüne sahip olmak
gerekiyor. Birey kendisini buna hazırlamadığı sürece dış güçlerin onu bu yönde
motive edebilmesi mümkün değil.
Kurumların bu
yönde yapabileceği pek bir şey olmasa bile pazartesi günlerini kendi
dinamikleri içerisinde etkiyi en aza indirmeye çalışabilir. Kahvaltı
organizasyonu, mesaiyi aksatmadan yapılabilecek ufak atıştırma ikramı, kısa
süreli sohbetler düzenlenebilir. İşin niteliği ve yoğunluğuna göre maille
atılabilecek bir fıkra, karikatür bile çalışanın o anki sıkıntısını
unutturabilir.
Asıl sendrom istemediğiniz
işte çalışmaktır. Buna katlandığınız sürece sorun yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder