Sayfalar

4 Kasım 2013 Pazartesi

Markanın Pazarlama Felsefesi Hakkında


Öncelikle Pazarlama temelli bir eğitim geçmişim ve alakam olduğu için böyle bir yazı yazıyorum. Yazıyı yazmamı tetikleyen en büyük etken Salih Tahir (@salihtahir) olduğu için, bu yazımı kendisine atfediyorum.

Pazarlama insanın içindeki ihtiyacı, merakı ve kullanma arzusunu ortaya çıkaran bir felsefedir. Bu tanımıyla satış fiilinden ayrılır.  Satış herhangi bir enerji harcamadan tüketici veya kullanıcının ürün veya hizmeti satın alma işlemidir. Ürün, hizmet veya marka için yazının devamında ortak ad olarak markayı kullanacağım.

Hiç kuşkusuz Pazarlama markanın en önemli aşamasıdır. Marka ne kadar iyi veya ne kadar vazgeçilmez olursa olsun, pazarlanmak zorundadır. Bu zorunluk markanın doğduktan sonra beslenmesi gereken bir bebek ihtiyacı gibidir. Sadece doğması bir anlam ifade etmez. Markanın doğumuna dair bir pazarlama süreci gerekmektedir.

Marka oluşturulduktan sonra tanıtım yapma ve tutundurma ihtiyacı doğar. “Üretim ile son kullanıcı arasındaki tüm aşamalar Pazarlama” olarak tabir edilir. Bunların başında tanıtım (ürün lansmanı) gelir. Markanın doğuşunu duyurmak için potansiyel müşteri araştırması yapmak gerek. Bilginin kimlere ulaşacağı, kimlere satılacağı veya kimlerin kullanacağı tespit edilir. Tanıtım işlemi ile birlikte nereler de pazarlanacağına dair Pazar Araştırması yapılır. Markanın yaşam eğrisi öngörülür. Cola turka ve Didi markalarının ortaya çıkış örneklerinde gördüğümüz üzere, öngörülemeyen bir talep karşısında pazarlamama taktiği uygulanmış ve ürün arzı talebi karşılayamamıştır.

Bilgi çağında bir pazarlama envanteri çıkarılıp doğru kişilere tanıtımını yapmak kolaylaştı. Markanın yönlendirilmesi ve tüketiciye sunulması işlemi teknoloji gözetilerek yapılmaktadır. Bireysel markanın pazarlanması hususunda tüketici ve kullanıcıya doğrudan ulaşılabiliyor. Bu sayede pazarlama içerisinde bulunan lansman, reklam ve tutundurma daha basit bir şekilde yapılabiliyor. Günümüzde markaların kolay tükenebilir olduğu göz önünde bulundurulursa, pazarlama kısmına daha fazla yük binmektedir. Dünyanın en büyük ve en eski markası olan Coca Cola nın sürekli reklam ve tanıtım yaptığını unutmayalım.

Bireysel markanın pazarlanması konusunda yine aynı şekilde irdelenmelidir. Profesyonel bir özveri uygulanmalı. Bireysel marka olarak bir iş başvurusunda bulunduğunda markanın felsefesini ve hissiyatını yansıtmalısın. Markaya dair artıları ve mesajı iletip farkın dalık yaratmalısın.

Üniversite eğitimim esnasında gelmiş geçmiş ilk pazarlamacının Şeytan olduğunu öğrenmiştim. Adem ile Havva ya yememeleri öğütlenen ve yemeyi akıllarından geçirmedikleri bir elmayı pazarlamıştı. Burada esas olan markanın tüketici veya kullanıcı tarafından bir ihtiyaç olup olmadığı değil, almaya ve kullanmaya mecburmuş gibi hissettirmektir. Bu sayede marka pazarlanabilinir olur.

Gayesi Olan Her Marka Pazarlanmaya Muhtaçtır.”







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder